İyileşme denildiğinde çoğumuz, bir yol çiziyoruz zihnimizde: Baştan sona düz, ilerleyici ve istikrarlı bir hat. Oysa gerçek hayatta bu yol, çoğu zaman döner, zikzaklar çizer, bazen durur, bazen geri sarar.
Gelişimin içinde inişlerin olması, sürecin bozulduğu anlamına gelmez. Tam tersine, dönüşümün doğal bir parçasıdır.
Terapötik süreçlerde sık karşılaşılan duygulardan biri de “gerilemiş gibi hissetmek”tir. Kişi bir süre iyi hisseder, yeni bakış açıları geliştirir, sonra bir tetikleyiciyle karşılaştığında kendini eski duyguların içinde bulabilir. Bu çoğu zaman moral bozucu görünür. Oysa bu geri dönüş, bastırılmış bir parçanın kendini göstermesi ya da daha derin bir katmana geçildiğinin işaretidir.
İyileşme, bir ilerleme yarışından çok bir içsel keşif gibidir. Bazen kaybolduğunu sandığın anlarda, aslında en çok kendine yaklaşırsın. Duyguların değişkenliği, “başarısızlık” değil; sistemin kendini yeniden düzenleme şeklidir. Bugün ağladığın şeye, belki bir ay sonra aynı yoğunlukla tepki vermediğini fark edersin. Ve bu fark, sürecin sessiz ama güçlü adımıdır.
Kendimize karşı sabırlı olmak, bu dalgalanmaları kabul etmekle başlar. “Neden yine böyle hissediyorum?” sorusunu, “Bu duyguyu neden tekrar yaşıyorum ve bana ne anlatıyor?”ya çevirmek, süreci yargılamak yerine anlamaya yöneltir. İyileşmenin çizgisel olmaması, onun gerçekliğini azaltmaz, aksine derinliğini artırır.
Bazen geriye bakmak, yeniden yürüyebilmek için gereken alanı yaratır. Ve iyileşme, çoğu zaman düz bir yol değil; döne döne açılan bir dairedir, her dönüşte daha farkında, daha yumuşak, daha sen olarak.
Özenle hazırlanmış psikolojik testler ile duygudurumunuzu ve güncel mental sağlığınızı değerlendirin.
Testleri Çöz